İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda yaşanan olay, ne yazık ki korunup, rehabilite edilip, topluma kazandırılmaları gereken suça itilmiş çocuklarımızın, devlet tarafından korunamadığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Dolayısı ile Ceza evlerinde dezavantajlı durumdaki çocuklarımızın eğitilip, desteklenerek, onurlu ve verimli birer vatandaş konumuna ulaştırılabilmeleri bir yana, daha da zor durumlara itildiklerini görmenin büyük acısını yaşıyoruz.
Toplumun vicdanını sarsan Pozantı’dan sonra Şakran Cezaevi olayı; Anayasa, Çocuk Koruma Kanunu ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yer alan çocukları koruyucu tedbir ve taahhütlerin zamanında ve halen yerine getirilemediğinin de önemli bir göstergesi olmuştur. Kapalı ceza evlerinde, ağır suçlu konumunda olan büyükler ile aynı ortamda yaşayan, çaresizliğe terk edilen bu çocuklar bizim çocuklarımızdır. Islah evlerinde kazanıp, geleceğe umutla bakmalarını sağlayacağımız bu çocuklar, kapalı ceza evlerinde, şiddet ve istismara uğramakta, sosyo-emosyonel birer varlık olarak suçu ve suçluluğu daha da ağır bir biçimde yaşamakta, benimsemekte ve giderek kaybedilip, yok edilmektedirler.
Cezaevlerinde yaşayan tüm çocuklarımızın, bir an önce ıslah evlerine taşınması, psikolojik tedavilerinin yapılması için gerekli tedbirlerin alınması, kapalı ceza ve tutuk evleri yerine, açık ceza evleri ve ıslah evleri oluşturularak, çocuklarımızın topluma kazandırılmaları için iyileştirici çalışmaların hızlandırılması şarttır. Ülkemiz açısından bu büyük ayıbı bundan sonra yaşamamak için gerekli her tür hukuksal ve kurumsal tedbirlerin bir an önce alınmasını istiyor, bekliyor.
Bütün bu olayları çocuklarımıza özür borçlu olarak esefle kınıyoruz. Cezaevlerinde annelerinin yanında hiçbir suçu olmadan yaşayan tüm çocuklara, Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu olarak her türlü desteği sunmaya hazırız.
Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu